İzleyiciler

6 Temmuz 2011 Çarşamba

İnsanlık onuru için "tatil" anlayışından, "seyahat" kültürüne bir yaklaşım!..


Herkes tatil için hazırlanıyor. Birçok kişi tatilini yaptı bile. Kimisi yurt içi, kimisi yurtdışı seyahatlerle de deniz, kum ve güneşin ötesinde kültür seyahatini yeğliyor. Bir arkadaşım bana soruyor, Roma'ya mı gideyim yoksa Paris'e mi? Fransız kültürünü daha iyi bilirim. Sanat ve estetik anlayışının batıdaki temsilinin bir lokomotifi durumundadır. Yazarlar, çizerler, modacılar, şarkıcılar, diğer Avrupa ülkelerinden daha farklı bir yanı olduğunu söyleyebiliriz. Bence önce bir Paris görülmeli dedim arkadaşıma... Kimisi arkadaşım gibi bir seyahat düşünüp de nereye gideceğini karar veremiyor.  Biz ise hesap kitap işiyle ilgileniyoruz. Paramız yeteri kadar olsa da annemiz, babamız bize ne der düşüncesiyle yazlarımızı onların yanında ve köylerde geçiriyoruz. Bu seyahat kültürü olmayıp sadece sılayı rahimden ibaret kalabiliyor. Oysa seyahat başka yerler görüp, başka yerlerin yaşam kültürlerini tanımak için yapılan gezilerden ibarettir.

Bizim ülkede her şey aşırı olduğundan, hakkaniyet de çiğnenebiliyor. Hiç hafta izni olmadan bile çalışanlarımız var. Bu ne insanlığa, ne de insanlık onuruna hiç yakışmıyor. İfrat ve tefrit insanımızı bedenen ve ruhen çökertiyor. Osmanlıda bile merkeplerin haftalık iki gün izninin olduğunu, kanunlarından öğreniyoruz. Sevgi, şefkat ve merhametin olmadığı bir dünyada, çalışma düzeni de insan sağlığını tehdit ediyor. Koskoca yılın getirdiği yılgınlık ve yorgunluk için tatil kültürünün yaşanması kaçınılmaz oluyor. Oysa mesai saatleri ve izin günlerinin hakkaniyetle uygulanmasında insanın yorulması mümkün olmaz. Zaten gün içinde çalışmak ve dinlenmek birbirini tatmin edecek bir durumdur. . Aksi takdirde insan seyahat yapmayı maddeten ve manen bile düşünemez oluyor. Seyahat bir yorgunluk giderme operasyonu değildir. O her şeydir. Bilgi, görgü, sanat, estetik ve dünyayı yeniden keşfetme ve kendini yeniden güncelleme ameliyesidir.

Çalışma hayatımız insanlık onuruna yakışır biçimde olmalı.. Tatil yerine seyahat kültürü gibi kapsamı geniş bir değerle, insanı gerçek mutluluğu tattıracak bir anlayışa sahip olabilmeliyiz. Batı düşüncesinde seyahat;  "tour"  kelimesiyle ifade edilmesinin bir gerekçesi de budur. Yoksa seyahat, bir nevi   "deniz, kum, güneş" ten ibaret değildir.

Profösör

10 yorum:

belh dedi ki...

Altına imzamı atabileceğim bir yazı olmuş profösör. Bu arada Osmanlı kültüründeki çalışma-izin dengesindeki hassasiyet beni 12den vurdu.

Teşekkürler..

zeus'un kızı dedi ki...

neresi oldugunun ne önemi var.keske seyahat edebilme imkanım olsa.aahh ne kadar uzak bi kavram simdilik:(

Unknown dedi ki...

EVET ÇOK ÇALIŞAN ARKADAŞLARIMIZ VAR..BUNUN YANI SIRA 2 AY TATİL YAPACAKLARDA VAR..ÖNEMLİ OLAN TATİLDEN KEYİF ALMAYI BECEREBİLMEK..

GüLüm'Se dedi ki...

Bizimkisi hem seyahat hem sila-i rahim oluyo, bi tasla iki kus vurmus oluyoruz :)

zeynep dedi ki...

Çalışma hayatımız insanlık onuruna yakışır biçimde olmalı.. Ne kadar doğru bir cümle özel sektörde özellikle size köle muamelesi yapılıyor bırakın tatili deniz kum güneş! haftada bir gün bile izin yok dediğiniz gibi dinlenebilmek adına!!
Öyle adaletsiz bir dünyada dahası ülkede yaşıyoruz ki, ya çok zengin (ki nereden geliyor bu kuyunun suyu hiç algılayamıyorum) yada çok fakir..İnsana insan gibi davranılsın da deniz kum güneş yada kültürel olsun yeter ki tatili olsun....

YAŞAMSAL GANİMETLER dedi ki...

anen buna benzer bir yazı okumuştum yıllar önce keşke hatırlasam nerede olduğunu=(((katılıyorum her birine..ve eklemek istediğim bir şeyde var ki şu...etrafım dünyanın dört bir yanını gezmiş insanlarla dolu özellikle eşimin akrabaları her birine hep şu tavsiyeyi veririm..hiç bir zaman yurt dışı özentisi içinde olmadım...bunu sırf özenti için yapanlar da var..fazladan pasaporta bişeyler eklesin..ben ülkemin her bir köşesini şehrini gezmeden yurt dışına çıkmam ..bu da benim katı tutumum...ülkem öyle zengin ve gezilesi ki..aslında kapalı bir düşünce sistemi benimkisi ama bu böyle..kendi zenginliğini bilmeyen toplumların başka kültürleri anlayabileceğini sanmıyorum...gidip birkaç fakir foto çekip sonrada face eklemekten öte gitmiyor..önce ülkem diyorum .dört bir yanı diyorum..başka bişey demiyorum...=)))

A-H dedi ki...

cok guzel bir yazi olmus gercekten, osmanlidaki merkep izinleri kismina bayildim, lakin boyle duyarlilik ve adalet pek kalmadi gunumuzde.

LoveMeorLeaveMe dedi ki...

Mimlendiniz profumm :)

didem dedi ki...

Kesinlikle! Kum deniz gunes de guzel ama gittigin yeri kesfetmek, yerel insanlari ile sohbet etmek yemeklerinden yemek, havasini koklamak, tarihine icine cekmek bir baska.

Asahhara dedi ki...

:( Tatil de bitti gitti ..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...