İzleyiciler

25 Haziran 2013 Salı

Aynı Lisanla Anlaşabilmek


Kelimeler yanlış kullanılır, kavramlar birbirinin yerine geçerse, iletişim kördüğüm olmuş demektir. Bir kelimede sehven bir harf eksikliği ya da yanlış kullanımı bile, insanın başına ne işler açılacağını söylememize gerek yoktur. Zaman zaman "Ben bunu demek istememiştim... Siz beni yanlış anladınız" ya da "Yanlış anlaşıldım" diyerek anlatmak istediğimizi başka cümlelerle tasih etme yoluna gideriz. Bir harf cümlenin manasını bütünüyle değiştirebilir. Cebirdeki  parentezin dışındaki  bir eksi işareti, parantezin içihdeki bütün artı ve eksi değerleri tam tersyüz değiştirebildiği gibi, aynı şekilde bir harf de olumlu bir cümleyi olumsuzluk haline çevirebilir.

Oysa insanlar birbirleriyle bakışlarıyla, duruşlarıyle, susmalarıyle  bile anlaşabilir; yeter ki karşıdaki insanın anlaşmaya gönlü olsun. Bir bakış herşeyi anlatabilir. Bir parmak sallayış, bir el kol hareketi herşeyi izah edebilir. Anlamak ve anlaşılmak sadece doğru cümle kurmakla da olmaz. Kullanılan dilin bütün grameriyle birlikte edebiyat yapmakla da  anlaşıldığını zannetmek insanı yanıltabilir. Önemli olan bizim anlattığımızın ötesinde de  karşımızdaki kişinin bizim anlattıklarımızdan neyi ve nasıl anladığıdır. Daha doğrusu  bizim nasıl anlaşıldığımızdır. 

Harfler, kelimeler, kavramlar birbiri için vardır.  Bir şeyi yazmak, bir şeyi konuşmak ve bir şeşi karşımızdakine anlatmaktan maksat; açık ya da gizli  olarak karşımızdakinden bir şeyin talebidir. Bu talep, yazma ve konuşma  biçiminde olsa da, bazen bir bakışla, bir duruşla ve bir tavıralışla etkin bir anlatım biçimine dönüşmektedir. Harflerle, kelimelerle, kavramlarlarla ve cümlelerle izah edemediğimiz bir isteğimlizi, susarak ve boyun bükerek de yerine getirebiliriz. Karşımızdaki kişi bizi anlamaktan yoksunsa, karşımıza mutlaka bu lisanı anlayan  vicdan sahibi bir kimse çıkacaktır.

Biz birbirimizi gönül lisanıyle anlarız. Kurduğumuz cümleler istediğimiz şeyleri gramer olarak yansıtmasa da "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" demektir. Dünyanın bütün dillerini  bir tarafa bırakalım, istersek birbirimizle  kuş dili kullanalım. Her ne dili kullanırsak kullanalım ancak gönül dili kullanalım. Bizi hiç bir kimse anlamıyorsa eğer, bizi anlayan mutlaka "Bir"i var. Çünkü gönül dili kalpten duayla başlar. Kalpten söylenen bir söz, kalpten yazılan bir mektup, hiç konuşmadan, susup  boyun büküş ve  duada duruş, bir gönül lisanıdır. Ancak aynı lisanı konuşanlar birbirini anlayanlar ve birbiri tarafından anlaşılanlardır.

Profösör 




3 yorum:

ofis mobilyaları dedi ki...

Güzel bir paylaşım olmuş.Teşekkürler.

pahalıgiysilerdeucuzbedenler dedi ki...

Sevgili Profösör . Pandomim sanatçıları da işte bu yüzden vardır . Ve onları gönülden tebrik ederim ! Ne güzel insanlardır onlar .

Profösör dedi ki...

Pahalıgiysilerdeucuzbedenler@ Sanat bilinç yolunda estetiğe dönüşür. İçinde karşı konulmaz bir iksir taşır; ölüyü bile dipdiri yaşatır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...