İzleyiciler

25 Ocak 2018 Perşembe

İslam'da Ruhbanlık Yoktur


Ruhbanlık. Batıyı yönetiyor. Batı da din anlayışını ruhbanlık  üzerinden okuyor. Ruhban da bütün Batı toplumunu siyaset dahil, askeri ve sosyal olarak da etki alanına alıyor. Günümüzde de haçlı seferleri bir başka kılıkla devam ediyor.  Ruhbanlık da dünya silah ve ilaç sektörünün işleyişinde imtiyazlı ailelerin emrinde çalışıyor. Zaten incilin tahrifi  bu imtiyazlı ailelerin emriyle kiliseler ve papazlar vasıtasıyla yaptırtılmıştır. İmtiyazlı aileler devasa varlıklarını  daha da büyütecekler, geri kalan toplumlar da inancı ne olursa olsun kademe kademe çizilen şemada birer kukla  olarak olarak efendilerinin kölesi  olacaklardır.  Son zamanlarda İslam Hilalinin parlayışı karşısında  haçlı  kafa kesen fundamentelist bir İslam zihniyetini resmederek; alın işte müslümanlık demiştir. Batı  İslam'ı insanlık dışı bir din olarak gösteriliyor. Batı bu algıyı pekişleştirecek Daeş figürünün de menşei oluyor. Çünkü İslam hiç bir zorluk olmadan kalbe hükmeder.  Gönül rızasını esas alır. Bütün insanlığa adalet, ahlak ve insanlık onurunu bahşeder. Batı bunu önlemesi lazım.

Ruhbanlık kısaca  din üzerinde bir ipotektir. Çarpıklık, çelişki ve paradokstur.  İslam ve Kur'an bütün insanlığı Allah'a davet eder.  Alimler, arifler, abidler, salihler birer vasıtadır. Onların ilminden, irfanından, birikiminden, maddi manevi hayat anlayışından feyzalmak ve sıratı müstakimde sabit kalmak bir müslümanın şiarıdır. Hristiyanlıkta olduğu gibi ruhbanlık düşüncesi ve duygusu taşıyan her tür kimlikten, zihniyetten  uzak durmak şuur sahiplerinin işidir. Ruhbanlık uyutucu ve uyuşturucudur. Önce bununla mücadele etmek gerekir. Çünkü ruhbanlık din adı ve algısı üzerinden menfaat temin eden bir şebekedir. Bu şebekeler zaman zaman dış mihrakların değirmenine de su taşırlar. Bu bir tarikat, bu bir cemaat, bu bir siyaset ya da sosyal bir oluşum ve platform olabilir. Onun için öllçü Kuran; uygulama örneği olarak da  Hazreti Peygamberdir. 

Bu çağda Allah dostu, evliyaullahtan olmak çok zordur. Sadece nefsi terbiye ederek ahlaki davranışlar sergilemek yetmez. İnsan kendi alanında bilgili, görgülü ve mesleğinde de uzman olması gerekir. Bilgiyi papağan gibi okumak bilgiçlik ve ukalalık yapmak gibidir. Oysa bilgiyi özümsemek ve hayatında uygulamak ise bilgeliktir. Böyle insanların yanında insan emin olduğu kadar mutluluğu ve huzuru bulur. Bu ancak yaşayarak ve yaşatarak idrak edilebilir. Kur'an tahrif edilen kutsal kitaplar gibi değildir ki!.. Tehlikeli olan; Kuran insanın kendi kafasına ve nefsine göre yorumlamasıdır. O zaman Kutsal kitabımızın tahrif edilen kitaplardan ne farkı kalır ki!.. 

Profösör

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...